1921 ANAYASASI’NIN KABULÜNDEN SONRA BİRİNCİ MECLİS’TE ANAYASA MÜCADELESİ (OCAK - ŞUBAT 1921)

Türkiye anayasal tarihinde özgün bir yeri olan 1921 Anayasası, en kısa süre yürürlükte kalan ve kimi maddeleri hiç uygulanmamış olan bir düzenlemedir. Buna karşın, aynı zamanda ‘en güncel’ anayasalarımızdan biridir. Vatanın ve milletin kurtuluşu ortak amacı etrafında birleşmiş farklı siyasal akımların ‘yoğun ve yaratıcı’ müzakeresinin ürünü olan bu Anayasa, bu özelliği dolayısıyla Cumhuriyet tarihi boyunca da farklı siyasal akımların farklı gerekçelerle sahiplendikleri ya da karşı çıktıkları bir metin olmuştur.
1921 Anayasası’nın kabulü, adı konmamış bir Cumhuriyet ilânıdır. Milleti egemenliğin “kayıtsız ve şartsız tek sahibi” olarak kabul eden, Büyük Millet Meclisi’nin de milletin “yegâne ve hakiki mümessili” (biricik ve gerçek temsilcisi) olarak yasama yetkisini ve yürütme gücünü elinde topladığını öngören bu metin, 23 Nisan 1920’de başlayan ‘Cumhuriyetin adım adım kuruluşu’ sürecindeki en büyük atılımlardan biridir.
Vatanın ve milletin kurtuluşu ortak amacının yanında, Birinci Meclis, kurtuluştan sonrası için farklı tasarımlar öngören farklı siyasal akımların düşünsel ve siyasal mücadelesine de ev sahipliği yapmıştır. 1921 Anayasası’nın Cumhuriyet yolunda atılan en önemli adımlardan biri olduğunu gören ve aslında kurtuluş sonrasında, ‘olağan dönem’e dönüldüğünde, bir biçimde ‘eski düzen’e de dönmeyi hedefleyen kesimler, Anayasa’nın kabulünün he-men ardından bu metni yeniden oylatma, olmazsa özünü değiştirerek başkalaştırma arayışı içine girmişlerdir. 1921 Anayasası’nın kabul edildiği 20 Ocak 1921’in ötesine uzanan bu çalışmada söz konusu bu girişimler, ‘Birinci Meclis’teki iki çizgi mücadelesi’ çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Türkiye anayasal tarihinde özgün bir yeri olan 1921 Anayasası, en kısa süre yürürlükte kalan ve kimi maddeleri hiç uygulanmamış olan bir düzenlemedir. Buna karşın, aynı zamanda ‘en güncel’ anayasalarımızdan biridir. Vatanın ve milletin kurtuluşu ortak amacı etrafında birleşmiş farklı siyasal akımların ‘yoğun ve yaratıcı’ müzakeresinin ürünü olan bu Anayasa, bu özelliği dolayısıyla Cumhuriyet tarihi boyunca da farklı siyasal akımların farklı gerekçelerle sahiplendikleri ya da karşı çıktıkları bir metin olmuştur.
1921 Anayasası’nın kabulü, adı konmamış bir Cumhuriyet ilânıdır. Milleti egemenliğin “kayıtsız ve şartsız tek sahibi” olarak kabul eden, Büyük Millet Meclisi’nin de milletin “yegâne ve hakiki mümessili” (biricik ve gerçek temsilcisi) olarak yasama yetkisini ve yürütme gücünü elinde topladığını öngören bu metin, 23 Nisan 1920’de başlayan ‘Cumhuriyetin adım adım kuruluşu’ sürecindeki en büyük atılımlardan biridir.
Vatanın ve milletin kurtuluşu ortak amacının yanında, Birinci Meclis, kurtuluştan sonrası için farklı tasarımlar öngören farklı siyasal akımların düşünsel ve siyasal mücadelesine de ev sahipliği yapmıştır. 1921 Anayasası’nın Cumhuriyet yolunda atılan en önemli adımlardan biri olduğunu gören ve aslında kurtuluş sonrasında, ‘olağan dönem’e dönüldüğünde, bir biçimde ‘eski düzen’e de dönmeyi hedefleyen kesimler, Anayasa’nın kabulünün he-men ardından bu metni yeniden oylatma, olmazsa özünü değiştirerek başkalaştırma arayışı içine girmişlerdir. 1921 Anayasası’nın kabul edildiği 20 Ocak 1921’in ötesine uzanan bu çalışmada söz konusu bu girişimler, ‘Birinci Meclis’teki iki çizgi mücadelesi’ çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 361,00 | 361,00 |
2 | 187,72 | 375,44 |
3 | 127,55 | 382,66 |
6 | 64,98 | 389,88 |
9 | 44,12 | 397,10 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 361,00 | 361,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |